İGMG Kuzey Bavyera Bölge Teşkilatı tarafından Nürnberg’de verilen iftarda deprem konusu damgasını vurdu.Bodrum Evetnsaal’da yapılan ve kadınla ve erkeklerin ayrı ayrı yerlere oturduğu programa, Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, İGMG Genel Başkanı Kemal Ergün, Din Hizmetleri Ataşesi Necmettin Saydam,DİTİB Kuzey Bavyera Birliği Başkanı Uğur Cankurt, Kuzey Bavyera Eyaletinin değişik kentlerinde faaliyet gösteren sivil toplum kuruluşlarının başkan ve temsilcileri katıldı.
Acımız Büyük Yüreğimiz Yanıyor Yapılacak Çok İş Var
“İftarın açılış konuşmasını yapan İGMG Kuzey Bavyera Bölge Teşkilat Başkanı İsmail Satır şunları söyledi: “Ramazan-ı Şerif’in kendimizi bilmeye, kendimize dönmeye, kendimiz olmaya, iyiye, güzele, birliğe, kardeşliğe, doğruya, hicretimize, muhasebeye, tefekküre vesile olmasını, yeni kapıların açılmasına, anlayışımızın ve muhabbetimizin derinleşmesine, ahlakımızın güzelleşmesine, sorumluluk bilincimizin artmasına vesile olmasını Yüce Rabbim’den dilerim. Ramazan-ı Şerifi’nizi tebrik ediyor; size, ailenize, tüm insanlara hayırlar getirmesini niyaz ediyorum.
Bir Olalım, Birlikte Olalım
Türkiye’de 11 ili etkileyen, on binlerce insanımızın vefatına sebep olan, binlerce insanımızı yaralı bırakan bir deprem yaşadık. Milyonlar evsiz kaldı. Eşimiz, dostumuz, kardeşimiz etkilendi. Bizler de bu yıkımı, bu acıyı tüm kalbimizle yaşadık, yaşıyoruz. Peygamber Efendimiz muhakkak ki doğru söyledi. Bir uzvu rahatsızlanan vücudun bir parçası olarak biz de acıyı yüreğimizde hissettik, hemen seferber olduk. Elimizden gelenle, yollara düştük. Kardeşlerimize ulaşmanın, bir can kurtarmanın, bir yara sarmanın, aş olmanın, baş sokacak bir çadır olmanın yollarına baktık.
Bu yarayı ancak birlikte, yardımlaşarak, kalbî bir dayanışma ile sarabiliriz. Her yaştan insanımız seferber oldu. Teşkilatımızın her biriminde büyük bir gayret var. Hep birlikte kardeşlerimize ekmek olalım, su olalım. Çadır olalım, oyuncak olalım, şeker olalım. Bere olalım, kazak olalım. Bir olalım ama hep birlik olalım. Doğamız gereği birlikte yaşıyoruz. Bu birlikte yaşayışın güzellikleri olduğu gibi beraberinde getirdiği sorunlar da var. Hem güzellikler hem de sorunlar bağlamında sorumluluklarımız var. İnsan, sorumluluk sırtlandığı ve halis niyetle bir hukuka bağlı yaşadığı sürece sosyal anlamda tekâmül edebilir.
Dünyamız Küçük Bir Köye Dönüşmekte
Dünyanın bir ucunda gerçekleşen bir hadiseyi anında haber alabiliyoruz. Yine dünyanın bir köşesinde üretilen bir ürün kısa sürede başka bir köşesinde kullanıma girebiliyor. Sosyal medyadaki bir akım bir bakmışsınız binlerce kilometre uzaktaki insanları etkisi altına alıvermiş. Bu gibi birçok olumlu gelişmenin yanı sıra sorunlarımız da artık global. Irkçılık bölgesel değil artık. Dünyanın farklı yerlerindeki ayrımcılık olayları birbirini besler hâle geldi. Çevre sorunları, iklim değişikliği, ekonomi ve finans alanındaki krizler hepimizin ruhunu, hepimizin sağlığını, hepimizin cebini etkiliyor.
İlahî hükümdür: “Kim bir kimseyi öldürürse bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de bir can kurtarırsa bütün insanların hayatını kurtarmış gibi olur.” Biz de gelin bu ramazan ayını fırsat bilip bir insan kurtarmak için, insanlar kurtarılacak duruma düşmesin diye bu küresel köyün, gittikçe küçülen gezegenimizin vatandaşları olarak tefekkür edelim. “Ne yapmalı, nasıl yapmalı” ‘yı tekrar ve tekrar düşünelim.
İnsan Olmanın Gayreti İçinde Olmalıyız
İşimize bu gözle bakalım, yaptığımıza yapmadığımıza, yapamadığımıza, başarılarımıza, kayıplarımıza bir de bu gözle bakıp insan olmanın, insan kalmanın gayretini merkeze alıp bir değerlendirme yapalım.
Birey olmak önemlidir. Şahsiyet sahibi olup, yaşamak yükünü omuzlayıp emaneti kabul edebilmek mühimdir. Bizim tüm çalışmalarımız bu yöndedir. İnsan, insana yakışır bir hayat sürsün, esenlik ikliminde yaşasın diyedir tüm gayretimiz. Ancak maalesef bugün esenliğin, hakkın, adaletin ve özgürlüğün hâkim olduğu bir zaman diliminde yaşamıyoruz.
Gezegenimizin Birçok Yerinde Korku Hâkim
Can, mal, nesil emniyeti maalesef çoğu yerde yok. Suriye’de nice canlar kaybettik. Milyonlarca insan mülteci durumuna düştü. Hakeza Ukrayna’daki savaş haber bültenlerinin sıradanlaşmış bir başlığı oldu. Ölen insanların, parçalanan ailelerin hesabını tutan yok. Filistin’deki şiddet, hak ihlalleriyle insan onuru ayaklar altına alınmakta. Doğu Türkistan’daki kamplar tüm insanlık için bir utanç vesilesi. Canın, malın, inancın, neslin hiçbir şekilde güvende olmadığı, insanların âdeta soykırıma tabi tutulduğu Doğu Türkistan’da dünyanın baktığı ama görmediği, görmek istemediği acı yüreklerimizi dağlıyor, dünyanın duymak istemediği bu çığlık kulaklarımızı sağır ediyor. Dünyanın hangi bölgesine bakarsak bakalım, insanlığa yakışmayan hak ihlalleriyle karşılaşıyoruz.
Bizler barışın, esenliğin hüküm sürdüğü bir dünya amacıyla elimizden gelen tüm gayreti hikmetle sarf etmeye devam edeceğiz. Fertten başlayıp dalga dalga topluma yayılan ama kimseyi dışarıda bırakmayan, tüm dünyayı kuşatan bir iyiliğe talibiz. Biz bu yolun yolcularıyız”.
‘Dünya’daki En En Etkin Fay Hattında Oturmaktayız’
İftar Programına katılan Nürnberg Başkonsolosu Serdar Deniz, “Covid 19 virüsün bıraktığı pandemi ortamı altında bu tip programlar yapılamıyordu. Malumunuz olduğu üzere iftar programlarını ancak geçtiğimiz yıldan itibaren toplu olarak yapmaya başladık, fakat bu sene 6 Şubat’ta meydana gelen iki yıkıcı ana deprem nedeniyle Ramazan ayı hüzün ve keder ayı oldu. Bugün itibariyle 50 bin 400 vatandaşımızı maalesef toprağa verdik. Depremde hayatlarını kaybedenlere Allah’tan rahmet ve kederli ailelerine sabırlar ve yaralılarımıza acil şifalar diliyorum.
Memleketimiz çok güzel fakat bir yandan da rabbimiz bize çok zor bir coğrafyada oturmayı nasip eylemiş. Dünya’daki en etkin deprem fay hattının üzerinde oturmaktayız. Bunu da bir imtihan olarak görmek lazım. Bu coğrafyayı iyi tanıyarak ve bunun bilinci olarak yaşamak lazım”. İslâm dini sevgi saygı güzel ahlak ve ibadet demek olduğunu da sözlerine ekleyen Deniz, güzel ahlakın en fazla idrak edildiği ve fazlasıyla yaşandığı ayın ramazan ayıdır diyerek Ramazan ayının önemini vurguladı.
‘Ramazan Rahmet, Bereket ve Bağışlayan Aydır’DİTİB Kuzey Bavyera Eyalet Birliği Başkanı Uğur Cankurt da şunları söyledi: ‘Ramazan bir rahmet, bereket, bağışlayan aydır ve çok kültürlülüğe, birlikteliğe katkı sağlar. Ramazan sadece bedenimize karşı değil aynı zamanda nefsimize karşı bir imtihan ayıdır. Allaha şükür bedenimize karşı imtihanı iyi veriyoruz, ama toplumsal imtihanı çok iyi vermediğimiz dönemler yaşıyoruz. Bizler bir kalem gibiyiz. Hepimizin gücü bir kalemi kırmaya yeter. Bizler yüzlerce kalemi avcumuzun içine alırsak hiçbirimizin kalemi kırmaya gücü yetmez. Allah birliğimizi, dirliğimizi daim etsin ki hiçbir kalem hiçbir birey kırılmasın”.
Zorda Kalanların Yanındayız
Programa katılan İslâm Toplumu Millî Görüş (IGMG) Teşkilatları Genel Başkanı Kemal Ergün ise şunları söyledi: “Memleketimizde meydana gelen 11 ilimizi etkileyen 10 binlerce insanın vefatına ve binlerce insanımızın yaralanmasına neden olan, milyonlarca kişinin evsiz kaldığı büyük deprem nedeniyle acımız büyük, yüreğimiz yanıyor. IGMG kuruluşu ve HASENE derneğimiz olarak din, dil, ırk ayırımı yapmadan zorda kalıp ihtiyaç sahibi olanların yardımına koştuk. Ülkemizdeki yüzyılın felaketi olarak kabul edilen depremde gerekeni yapmaya çalıştık. Türkiye’deki deprem için yapılan acil toplantı sonucu HASENE derneğinden bir ekibimizi deprem bölgesine gönderdik ve teşkilatın ‘acil’ fonundan bir miktar parayı depremzedelerin gıda, barınma ve temel ihtiyaçları için harcadık. Aynî yardımlarda jeneratör, çadır, konteyner, ilaç benzeri ihtiyaç malzemelerini öne çıkardık. Temel gıda maddelerinden hijyen maddelerine, giysileri kendi fonumuzdan oluşturduğumuz maddi yardımı aynî yardıma çevirerek aldık.
Meseleleri Yerinde Tespit Ettik
Biz meseleleri yerinde tespit ettik, hemen ardından Kahramanmaraş, Adana, Malatya, Adıyaman ve Hatay’da lojistik merkezlerimizi oluşturduk. İnsanlarımıza da hem özel aynî yardımları hem nakdi yardım çağrılarımızı devam ettirdik. Tüm bağışçılarımıza teşekkür ediyorum. Bizi mahcup etmediler, insanüstü bir gayretle buradan, Türkiye’den yüzlerce gönüllümüz geldi. Bu gıda paketlerinin dağıtımından çadır kurmaya, seyyar tuvaletlerin organizasyondan manevi rehberliğe, sağlıktan mobil klinik, mobil aşevi, mobil fırına, çocuk oyun sahasına varıncaya kadar, rehabilite merkezine varıncaya kadar kurdular.
Acil arama kurtarma ekibi oluşturduk. Çok profesyonel aletlerle orada canlara can olmaya çalıştık. Canlı kurtardığımız gibi maalesef göçük altında kalmış cenazelerimize de ulaştık. Bu kardeşlerimiz de etkilendiler, üzüldüler. Bölgeye giden gönüllerimizin de psikolojik desteğe ihtiyacı olduğunu gördük. Allah’a hamdolsun ki yüzlerce TIR ile yardımlarımız taşıdık.
Yardımlarımız Devam Edecektir
Bu depremin kısa vadede etkisinin bitmeyeceğini bildiğimizden, depremin ilk gününden itibaren gönderdiğimiz 25 milyon Euro’luk ayni yardımlara ek olarak 15 milyonluk ayni yardım daha gönderiyoruz. Acılarımız iyice hafifleyinceye kadar maddi ve manevi yardımlarımız devam edecektir. Temel yaşam merkezleri oluşturmak, çocuk köyleri, rehabilitasyon merkezleri, eğitim merkezleri, aş evleri, yetimhane kurmak amacındayız.
‘Rahat Yaşanılır Ev Gibi Konteyner Kuruyoruz’
Deprem bölgesinde mobil evlerimizle, mobil kliniklerimizle, mobil fırınlarımızla hizmet vermeye de devam ederken, çalışmalarımızın kısa vadeli olmayacağını göstermek amacıyla yeni projelerimizi uygulayamaya koyacağız. Adana, Kahramanmaraş, Adıyaman, Hatay ve Malatya’da lojistik merkezleri oluşturup buradan ihtiyaç sahiplerini tespit edip gereken dağıtımları yapıyoruz. Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’da konteyner kentler oluşturmaya devam ediyoruz.
Kurulan konteynerler, izolasyonu güçlü, ‘lego’ sistemi olarak içinde katlanabilir bir konteyner. Sıcağı soğuğu geçirmeyen yalıtımlı bir konteyner. Banyo, tuvalet, mutfak, yatak odası, iki tane de ufak alanı dediğimiz oturma alanında kanepesi var.‘Deprem Bölgesindeki Esnaflarımızı Kalkındırmak İstiyoruz”
Deprem bölgesindeki vatandaşların ihtiyacı olan temel gıda ürünleri başta olmak üzere çok sayıda farklı ürünleri deprem bölgesindeki esnaflardan alarak onları da normal hayata dönmesi ve kalkınmasına destek verdiklerini belirten Ergün, deprem bölgelerinde kurdukları çadırlardan bir an önce soğuk ve sıcağa dayanıklı konteynerlere yerleştirmeye çalışmaktayız” dedi.‘Deprem Aklımızdan Çıkmayacak, Unutmayacağız’
Ergün, “Allah’ın iziyle depremin yarası sarılana kadar İslâm Toplumu Milli Görüş Teşkilatları, HASENE derneğimiz olarak orada olacağız. İnşallah o kardeşlerimizin yarasını sarmaya çalışacağız. Şüphesiz vefat edenleri kimse geri getiremeyecek, Dünyanın her yerinden bize güvenip destek olan insanlarımıza teşekkür ediyorum. Fonlarımızın büyük bölümünü daha çok deprem bölgesindeki yaraları sarmak kullanacağız” dedi.
Haber ve fotograflar: İlhan Baba